kaybolur içimdeki cehenneme usulca yağsa yağmur~
Lara durup dururken neden ağladın şimdi güzelim dur bi yeni başladık daha güne
Hani saatlerce ağlarsın hıçkıra hıçkıra, sonra yorgun düşüp sessizce tavanı seyredersin ama hâlâ ıslaktır yanakların...
ama biliyor musun, gıkım bile çıkmıyor. bir kere sitem etmeye kalktım ardından kahkahalar attım. üstelik başım ağrıyor ve yastığa koymak bile işe yaramıyor.
"Demek benimle görüşmek istiyorsun?" diye sordu Tanrı.
"Eğer zamanınız varsa." dedim.
Gülümsedi,
"Benim zamanım sonsuzdur." dedi. "Ne sormak istiyorsun bana?"
"İnsanoğlunun seni en çok şaşırtan davranışlarını."
Tanrı şöyle cevapladı sorumu:
"Çocukluktan sıkılırlar, büyümek için acele ederler ve sonra çocukluklarını özlerler. Para kazanmak için sağlıklarını kaybederler ve sağlıklarını geri kazanmak için para veririler. Gelecekten endişe ederken bugünü unuturlar, böylece ne bu günde ne gelecekte yaşarlar. Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarken, hiç yaşamamış gibi ölürler."
sürekli uyumak istediğin ve yorgun olduğun, uyumadığın zamanlarda ise nedenini bile bilmeden ağladığın döneme geri dönmüşsündür ama odaklanmak zorundasındır.
paragraflarca yazı sildim ben. anlamazsınız, hatta daha da kötüsü yanlış anlarsınız diye. her sildiğim harf içimde katlanarak büyüdü, kanlaştı. onu anlamayacaklarını bildiği için ağzını açmayan ama anlaşılmayı bekleyen evsiz, başıboş küçük bir çocuğun hislerini paylaşıyorum sanki. düşüncelerim, uykulu hissedişlerim ve yorgunluğum çoğaldı ama bir türlü içimdekileri anlatacak cesaretim olmadı
Bunaldım, sanki başkaları bana hayatımı nasıl yaşayacağımı söylüyor ben de dinliyor gibiyim.