Okyanusun ortasında pusulası bozulmuş bir gemideyim
beni biraz göğsünde saklar mısın, çok yoruldum.
Onunla uyumak......
Kelimelerimi aşan şeyleri anlatamazsam, gösterebiliyorum en azından, çok şükür.
Nasıl güzel demi, nasıl mütiş.
Bir tek o ve ben. Düşündükçe uyanmak istemediğimi hatırlıyorum. Uykumdayken bile onu yaşabildiğim o nadir zamanlar asla bitmesin. Sürekli beraber uyuyamayışımıza rahmen onunla uyuduğum o zamanlarda onu uyurken bile hissetmek çok farklı bir duyguymuş...
Öyle bir kokusu vardı ki. Zevk veriyor, beni her kokladığımda daha fazla bağlıyordu kendine. Ben daha önce nefes almıyormuşum meğer. Bunu onun boynunda öğrendim. O kadar farklı ki, ot gibi yaşıyormuşum. Onu bilmeden, koklamadan. Bitkiymişim ama plastikmişim. Onu her kokladığımda biraz daha yeşerdim, biraz daha yeşerdim ve onun nefesini içime çektiğim an çiçekler açtı heryerimde. Resmen kocaman bi çicek tarlasına döndüm onun nefesini nefesim yaptığımda...
sen, kaybolmuş bir zihinde açan en güzel çiçeksin.