Ateş değil,ateşi tutan el seni yaktı
fakat ali, hasretin yükü ceket değil ki hep üzerinde taşıyasın.
tek bir hüznün gelip de böylesi dağıtıyor olması tüm güzelliklere karşı mahcup kılıyor.
konuşsam bir türlü, sussam bir türlü. yıllar yılı yüreğimde büyüyen sırsın.'
böyle günlerde muhtacım, parmaklarınla saçlarımı okşayıp usul usul konuşmana.
bir gönül dargınlığı büktü bileğimi, bir bekleyiş yapıştı yakama, bir uzaklık sıktı boğazımı, bir kahır kesti sesimi ve bir âh eğdi boynumu"
önceden uzun cümlelerle kendimi açıklardım, sanki hep yanlış anlaşılmanın mahcubiyeti sırtımdaydı.. sonradan öğrendim uzun cümleler kurulmadan da anlaşılabilindiğini..
merhem fayda etmez,tabip istemez yaramı saracaksan gözlerin yeter.
izini kaybettim artık yarım kaldı bu hikaye.
herkesin hakkıydı , gönlünce yaşamak, özgürce solmak.*