dedim, keşke benim de güvercinler gibi kanatlarım olsaydı, uçsaydım ve bir dinginlik bulsaydım. uzak bir yerlere gitseydim ve çölde yuva yapsaydım. şiddetli fırtınalardan kaçsaydım sığınaklara, çünkü yeryüzünde zorluklar ve şirretler gördüm. dünya boşunalığa gebe kalmıştır ve zulmü doğurmuştur. senin gücünden nereye kaçarım, senin buradalığından nereye giderim? sabah yelinin kanatlarını alsam ve denizin en ücra yerine konsam, senin ellerinin ağırlığı yine üzerimde olacak.
İsmini içimden söylememin bir bedeli damağımdaki bu yara. Ben daha ne kadar sana kanayacağım, bilmiyorum.
bir ağaçtan düşen yapraklar gibi
düşüyorum tanyerine.
ya topla yaralı kırlangıçları
ya da bu vefasız şarkıyı bitir. '
Sen benim izlediğim bu beyaz bulutlarsın
Ya beni kirli denizinde boğacaksın
Ya da yaralı gönlüme merhem olucaksın*
çocuklar şarkı söylerdi, artık suskun.
tek bir hüznün gelip de böylesi dağıtıyor olması tüm güzelliklere karşı mahcup kılıyor.
halı altına süpürülmüş anılar ..
Kork-ma..
Hayatım bir çizgiyse eğer bir türlü aşamadığım, tökezlediğim eli titreklik sensin.