«Non ti fidi di me?»«È una domanda retorica?»
Sorriso scolpito, questi manco m'hanno capito
Noyz 60secondi
quando l'avvocato arriva e ti comunica che la mattina dopo dovrai occuparti tu di uno sfratto, procedura che in quest'anno di pratica non hai visto nemmeno per sbaglio, e si raccomanda di fare tutto per bene quando tu non hai la minima idea delle fasi da seguire, ecco quello è un buon momento per farsi prendere dall'ansia.
L'uomo non è fatto per lavorare. La prova è che si stanca.
Alphonse Allais, citato da G. Simenon in Le grand Bob [1954], Il grande Bob, Milano, Mondadori, 1962 [Trad. E. Cantini]
La domanda del giorno è: ma i timbri delle discoteche sono fatti col petrolio? Mi sono scorticata un braccio per toglierlo, mannaggia a loro
«Ama. Ama follemente. Ama più che puoi e se ti dicono che è peccato ama il tuo peccato e sarai innocente!».William Shakespeare
Bunu ta ne zaman taslaklara atmıştım. Ülkemizdeki egospu akademisyenler ve yurt dışındaki pıtırcık akademisyenler arasındaki farkı ifade etsin diye. Ben ismini karalamışım ama Melis’in yazışmaları bunlar. İlkinde emir cümlesi kullanan bir Türk, ikincisinde de geç cevap verdiği için özür dileyen bir yabancı görüyorsunuz. Hem de Britanya’nın en köklü kurumlarından birinden.
Yabancının yetkinlikleri Türk’ü sekize katlar, tam da bu yüzden karşısına yetkinlik kazanma çabasıyla çıkan birisine karşı ego merkezli bir yaklaşım sergilemiyor. Türkler YLSY kapsamında hak kazanmış kişilere her nedense katlanamıyor, her nedense diyorum ama nedenini hepimiz biliyoruz değil mi?
İnsan arkadaşı eğitimini tamamlayıp bir an önce ülkeye geri dönsün, burda harika bi’ yaşam sürdürsün, hem yüzü görülsün hem de mutlu olsun ister değil mi? Ben bunları göre göre gelmesin lan diyorum. Ömrü böyle insanlarla geçeceğine gitsin orda öyle insanlarla çalışsın. Hak ettiği değeri ve desteği görsün.
Nereden geldi aklıma taslağa attığım bu yazışmalar? Korona tartışan doçentlerin, profesörlerin birbirine ikide bir “bu benim uzmanlık alanım, sen ne anlarsın” deyip duruyor oluşundan geldi. “Yalnız benim bu alanda daha çok tecrübem olduğu içün” diyen egospu akademisyen teyze ve dayı görmekten ikrah geldi (içün’ü yanlış yazmadım, belli bir yaşı geçmiş akademisyen jargonundan bir ibare o. Bizim Deniz Bozer de hep “içün” derdi).
Ara ara yurt dışı yayınlarına bakıyorum, millet birbirine teşekkür ediyor “bunu bilmiyordum düzelttiğiniz için teşekkür ederim” falan diye. Burda öyle mi? Ben CNN’i kavga çıksa da eğlensem diye izlemeye başladım mesela, Serdar Hoca ve Kaan sümüğü arasındaki sürtüşme Behlül ve Bihter gerginliğinden farksız benim için. Tek farkla, izlerken çekirdek çitlemek yerine brokoli yiyorum.
Hülasa bu ülkede büyük umutlar ve iddialarla başladığınız akademik kariyerinizde bu tip insanlar yüzünden bu tip insanlara “dönüştürülüyorsunuz.” Hiç kendinizi kandırmayın, şimdiden bilin anacığım.
Yazıp çizme merakıma, araştırma huyuma, her şeyime rağmen kıyısından bile geçmeyeceğim bir mevzu olmasının en büyük nedenlerinden biri belki de. Biri çıkıp beni şaşırtsa ama biri çıkıp beni şaşırtmayacak.
Allah benim arkadaşıma sabır versin baari.
Vorrei poter sapere dove abiti, per stare seduta sotto casa tua ad aspettarti.Starei li anche le ore ad ascoltare la musica, o leggere un libro nell'attesa del tuo arrivo. Guardare davanti e vedere i tuoi occhioni su di me e tu che mi sorridi come sempre, dandomi della pazza per essere rimasta lì ad aspettare.
Biglietti prenotati 😌😍✈
Edward Harrison Compton (1881-1960), Paysage Alpestre.
Windows si è bloccato quando stavo per spedire l'ultima email di lavoro. La mia reazione è stata così pacata che mi hanno segnalato come persona non gradita nei circoli oxfordiani di tutti i paesi del Commonwealth ed è apparso un ologramma di Alberto Angela che scuoteva la testa.