Curate, connect, and discover
~Juliette {Unravel me, Tahereh Mafi}
„We can’t give up our girls for a dozen fortunes. Rich or poor, we will keep together and be happy in one another.“
~Little Women, Louisa May Alcott
~If we were villains, M.L. Rio
„I spent my life folded between the pages of books. In the absence of human relationships I formed bonds with paper characters. I lived love and loss through stories threaded in history; I experienced adolescence by association. My world is one interwoven web of words, stringing limb to limb, bone to sinew, thoughts and images all together. I am a being comprised of letters, a character created by sentences, a figment of imagination formed through fiction.“
~ Juliette {Shatter me, Tahereh Mafi}
#Q: What’s your weekend plans?
The Girl Of My Dreams 5🌟💖 Author: Durjoy Datta @durjoydatta
Daman always wakes up to this name, Shreyasi, which haunts him like a nightmare but he feels like it’s another whole story of him. Daman had an accident in Goa. He lost his memory of that trip. But the name it’s all he knows and when he remembers it he becomes like a mad man . He cannot remember further.
But Daman had started another life for him being an aspiring writer whom he always wanted to be. And he found his love, Avni, who supports him and love him more than anything even herself. But those nightmares keep coming back. Everytime a different angle. But the face is hazy.
He tried to regain the memory but not even his frnds knew what had happened. All his efforts to know the story behind the name gone futile untill one day!!
The twists are remarkable. The story keeps you in it like a black hole. Once you touch the book you can’t keep off it . I felt a flush of emotions while reading. And couldn’t help myself. The characters are not perfect, they’re flawed and broken, showing how really life is. I’m in love with all the works of Durjoy Datta, amongst all this one and The Boy Who Loved are my favourites (Though, I didn’t like the 2nd part of the latter- The Boy With A Broken Heart).
Genç Werther’in Acıları:
❤️🩹Goethe’nin Werther’i, klasikleşen rap rap Alman edebiyatına yeni ve duyguların ön planda olduğu yumuşak bir soluk getirdiği için önemlidir. Bu kitap, yazıldığı dönemde birçok intihara sebebiyet vermiş, Werther karakteri bir moda yaratmış. Napoleon’un bile bu kitabı birçok kez okuduğu söyleniyor.
❤️🩹Kitap, mektup halinde yazıldığı ve coşkunluk akımından bir eser olduğu için de Alman edebiyatı için bir yenilik olmuş. Romanın Goethe’nin kendi hayatından izler taşıdığı, nitekim yazarın kendi yaşadığı kalp kırıklığının da bu kitaptaki tarihlere denk düştüğü bilinen bir gerçek.
❤️🩹Kitap Werther’in Wilhelm adında hayali bir arkadaşına yazdığı mektuplarla, bizim olayı tek taraftan dinlediğimiz, sonunda yayımcının notları kısmında olayı daha bütün görebildiğimiz bir aşk hikayesini konu ediyor.
❤️🩹Yani bir insanın kendisi gibi kanlı canlı bir başka bireye nasıl bağlı ve bağımlı olabileceğini, birinin nasıl da başkasının nefesi, akciğeri, kalbi, bedeni, ruhu, yaşama sevinci, tekerleği, motoru, kısacası herşeyi olabildiği o lanetli ve travmatik durumu anlatıyor.
❤️🩹O kişi olmadan yaşayamamak, onunla da yaşayamamak, onun varlığının hem yaşama nedeni hem de ölüm ihtiyacı olduğu ve her gün yaşamla ölüm arasında gidip gelinen, yüreğinde yanan alevin onun gözünde sessiz ve görünmez bir küçük esinti olduğu, yardımsız ve tek başına yaşanan, şizofren miyim ben diye düşünüp durduran; ama küçük küçük gelen kıvılcımlarla beslenip ‘evet o da beni seviyor’ diye kendi içinde bir başka dünya, bir başka sen yaratan, düşüp yükselip tekrar daha çok düşüp daha az yükselip bu döngüde hayatta kalamayacağına dair gelen düşüncelerin besin olarak yendiği, susuzluğun öfkeyle giderildiği, elinden yapacak hiçbir şeyin gelmediği, son nefesinle devam ettiğin ve ederken bile aldığın nefesin onun suretinden gelen bir zehirli gaz olması ve bunu sadece yaşayanın bileceği, anlayacağı durum aktarılıyor bu kitapta.
❤️🩹Karşılaşılan en uç, kırmızı çizgi, girilmez işareti vs. versiyonlarına bile bireyin bir bahane bulabildiği, sağlıksız ve bir bataklık gibi debelendiğinde seni daha çok içine çeken bir ritimde, çırpınan balık gibi bir yürekle ve sesini duyanın olmadığı, Tanrı’nın yukarda izleyip el atmadığı bu tek başınalıkta dayanamayıp ölürsen o senin bileceğin iş.
❤️🩹Kitapta doğa teması da bol bol aktarılıyor. Doğanın kendi akışında olduğu ve bireyin bakışına göre değişip, aynı çevrenin bir gün cennet öteki gün cehennemin ta kendisi olabildiği ve işte insanın böyle bir değiştirme gücünün olduğunu tekrardan hatırlıyoruz.
❤️🩹Kitabın sonuna yaklaştığımda, acıyı duyurmak için verilen mücadeleyi, yaşanacakları durdurmak için sevdiğinden gelecek son bir girişim ihtiyacını ve alacağı aksiyondan emin gözükse de bu gösteriye son anda dur denmesine muhtaç olan melankolik Werther kişiliğini bütünüyle tanıyabildim. İyi okumalar.
🐧Boyacının Penguenleri, yetişkinler için bir çocuk kitabı olabilir; ama çocuk kitapları diğer kitaplardan daha çok umut, sıcaklık ve saflık barındırır. Bu kitapları okumak, insanları en başlardaki hallerine, bu çarpık dünya karmaşasında unuttukları o çocuksu ruh haline ulaştırır. İyiliğe, arkadaşlığa, sevgiye dair güveni ve umudu tekrar yeşertir.
🐧Boyacının Penguenleri, insanoğluna nadiren gülen şansın hikayesi biraz. Boyacı Bay Popper, sık sık hayal kuran, çok okuyan, hayatı boyunca oturduğu yerin dışına çıkamamış, yoksul; ama pamuk gibi bir adamdır. Boyacılık yapar; ama boyama işi sezonluk olduğu için, yılın yarısında tatildir. Bayan Popper ise Bay Popper’in eşi olup, ilk başlarda daha katı gözüken, sonradan içindeki sevgi ve iyi niyeti anladığımız kişidir. Bu ikilinin iki de çocuğu vardır.
🐧Bir gün Popper evine Güney Kutbu’ndan bir hediye gelir. Hediye bir penguendir ve Bay Popper ona Kaptan Cook adını verir. Yılın yarısında tatil olup, bol bol dinleneceğini düşünen Bay Popper’in hayatı baya bir değişir.
🐧Bayan Popper ve çocuklarının da katkısıyla ailenin yoksul evi, azıcık paranın yettiği kadarıyla bir penguenin yaşam koşullarına uyacak hale getirilir. Evde Kaptan Cook’un kayması için bir buz pisti, sürekli camlar açık olduğu için paltoyla oturan aile bireyleri, penguenin yaşam alanı olarak yapılan ve delikleri olan bir buzdolabı, sıklıkla görülebilen durumlardandır.
🐧Bu kadarla kalmaz, Kaptan Cook yalnızlıktan kaynaklı hastalandığı ve ateşi çıktığı için eve bir de dişi penguen gelir ve aile git gide büyümeye başlar. Popper ailesinin koşulsuz sevgisi ve çabası ile penguenler uygun iklime, tok karınlara ve mutlu bir aile ortamına kavuşur.
🐧Öte yandan kısıtlı gelir, beklenmeyen bir şekilde aile popülasyonundaki artışı, penguenlerin konserve karides yemekten bıkmaları gibi faktörler, aile bireylerini farklı çözüm arayışlarına iter ve kimsenin tanımadığı Bay Popper bu hikayeden dünyadaki en ünlü kişi olarak çıkar.
🐧 70’lik aile bireylerim dahil benim de okuyup çok sevdiğim, bu soğuk günlerde içimizi ısıtacak, hafif tebessüm ettirecek, enerjimizi yükseltecek bu kıymetli kitapçığı tavsiye ederim
Maksim Gorki - Çocukluğum : 💕Çocukluğum, serinin ilk kitabı ve tam olarak mini bir evreni anlatıyor. Dikkatimi çeken ilk yanı, farklı tanrı inançlarının farklı kişiliklerin oluşmasında büyük etkisi olması ve tabii ki küçük bir çocuğun bu etkilerde olan insanlarla iletişimi yüzünden/sayesinde olduğu insana dönüşmesi oldu.
💕Aleksey dünyaya gözünü açtığı andan itibaren, kendi acılarından kör olmuş annesinin onu umursayacak gücü yoktur ve Aleksey hayata bir sıfır yenik ve anne sevgisinden mahrum olarak başlayarak, ninesi ve dedesiyle yaşamaya mecbur kalır.
💕Aleksey’in ninesi pamuk bir insandır, dedesi ise odun kıvamındadır. Aynı ortamda ayrıca bir sürü değişik amca, teyze ve aileyle yakından bağlantısı olmayan iyi niyetli ve kötü niyetli insanlar da bulunmaktadır. Sanki her tipten insan, farklı stereotipler, farklı bakış açıları Aleksey’in hayatına daha ilk zamanlarında girmektedir. Kimi uzun kalır bu insanların, kimi kısa zamanda göçer gider.
💕Nine yumuşacık ve sevgi dolu bir tanrıya inanır, dede ise saldırgan ve korkunç bir tanrıya inanır. Dede etrafındaki herkesin döverek terbiye edileceğine inanır, aileden biri ölürken bile dede öleni parasal bir kazançla özdeşleştirip buna üzülerek lafına başlar.
💕Nine ise ne kadar sevgi dolu olsa da, işlenilen günahların hep kocasından sorulacağına dair patriarkal bir bakış açısına sahiptir. O yüzden Aleksey, evdeki kadınların erkekler tarafından dövüldüğüne tepki gösterse bile, evdeki kadınlar ona tepki gösterdiği için kızar ve sen karışma der!
💕Anlaşılmayan şeyler için hep bir dine sarılan, batıl inançlarla çevrelenmiş ve bağnaz bir topluluğun içinde büyür Aleksey. İyi niyetlerinin karşılığını sırf erkekler tarafından değil, evin kadınları tarafından da dövülerek alır.
💕Kitap küçük bir insanın gözünden hayatı anlatırken aynı zamanda bir insanın nasıl yetiştirildiği ve yetiştirilirken çevresinden kaptıklarıyla içindeki sevgi, umut, şımarıklık ve çocukluğun nasıl yavaş yavaş kuruduğunu anlatıyor. İyi, kötü, saf, öfkeli, namussuz her çeşit insanı görerek çocukluğu soluyor.
💕Sanki dünyaya büyük bir tutkuyla gelen bir lav tabakası Aleksey. Sıcak, hareketli, cayır cayır, heyecanlı. Bir kez dünyadaki soluğunu alınca, bu dünyayı tecrübe etmeye başlayınca, yavaş yavaş kuruyor, soğuyor ve zamanla, küçüklüğünde bir lav tabakası olduğuna dair en ufak ayrıntı bırakmayan, diğerlerinden ayırt edilemeyecek bir kıvamla topraktaki sıradan bir kir halini alıyor.
💕Aralarda tanıştığı iyi niyetli insanlar o eski lav halini belki biraz tutuşturuyor yeniden. Kalbi atıyor pıt pıt, sıvılaşıyor; ama sonra tekrar çevresindeki griliğe maruz kalıp heyecanını yitiriyor. Okunabilecek açık ara en iyi otobiyografidir, tavsiye ederim.