Minhâ halaknâkum ve fîhâ nuîdukum ve minhâ nuhricukum târeten uhrâ.
Taha Suresi Mekke döneminde inmiştir ve 135 âyettir.
Sûre, adını birinci âyette yer alan harflerden almıştır.
Sûrede, Allah’ın peygamberler aracılığıyla insanlara gösterdiği doğru yolun temel gerçeklerine işaret edilmekte, Hz.Peygamber teselli edilerek peygamberlik görevini mutlaka en güzel şekilde başaracağı müjdelenip kendisine karşı çıkanların uğrayacağı sonuçlar izah edilmektedir.
Mushaftaki sıralamada yirminci, iniş sırasına göre kırk beşinci sûredir. Meryem sûresinden sonra, Vâkıa sûresinden önce Mekke’de inmiştir. 130 ve 131. âyetlerin Medine’de nâzil olduğuna dair bir rivayet de vardır.Hz. Ömer’in İslâmiyet’i kabul edişiyle ilgili meşhur rivayette Ömer’in, kız kardeşi ve eniştesinin evine baskın yaptığında işittiği ve çok etkilendiği âyetlerin Tâhâ sûresinin âyetleri olduğu ve bu olayın peygamberliğin beşinci yılında cereyan ettiği dikkate alınarak, genellikle Mekke döneminin ortalarına doğru indiği kabul edilir.
Kaynaklarda nüzûlü için belirli bir sebepten söz edilmez. Geldiği dönemin şartları ve sûrenin içeriği, Hz. Peygamber’e ve müminlere teselli verip onların moralini yükseltmeyi amaçladığını göstermektedir.
Hz. Peygamber’in mâneviyatını yükselten ve Allah’ın kudretine dikkat çeken ifadelerle başlanmış, ardından Hz. Mûsâ’nın Firavun’la mücadelesine, Cenâb-ı Hakk’ın İsrâiloğulları’na lutfettiği nimetlere ve onların hatalı tutumlarına geniş bir biçimde yer verilmiştir. Daha sonra Hz. Âdem’in yaratılışına, şeytanın onu ve eşini kandırıp cennetten çıkmalarına sebep oluşuna değinilmiş, inkârcıların karşılaşacakları âkıbet hatırlatılmış ve ebedî mutluluğun Allah’a saygıda kusur etmekten sakınanların olacağı belirtilmiştir.
Hz. Peygamber’den rivayet edilen bir hadiste anlatıldığına göre, Tâhâ ve Yâsîn sûrelerini işiten melekler şöyle demişlerdir: Bunların kendilerine gönderileceği ümmete ne mutlu, bunları taşıyan gönüllere ne mutlu, bunları okuyan dillere ne mutlu!” (Dârimî, “Fezâilü’l-Kur’ân”, 20).
Birçok sûrede olduğu gibi âyetlerinin kısa ve sonlarının secili olması sûrenin okunuşuna apayrı bir mûsiki katmaktadır.
Bazıları kar yağarken güzelliği yakalar ;
Bazıları ise sadece üşür..
⠀
⠀
⠀
Bismillâhirrahmânirrahîm
And olsun ki, Allah’ın Resûlünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.
Ahzâb Sûresi 21. Ayet
Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı, merhamet ettiği için, bazı günlere, gecelere ve aylara kıymet vermiş, bu zamanlarda yapılan dua ve tövbeleri kabul edeceğini bildirmiştir. Kullarının çok ibadet yapmaları, yalvarmaları, dua ve tövbe etmeleri için bu zaman dilimlerini sebep kılmıştır. Halk arasında "üç aylar" olarak bilinen Receb, Şaban ve Ramazan aylarını da, kullarının yalvarmaları, dua ve tövbe etmeleri için sebep kılmıştır. Bu mübarek üç ayların ilki Receb ayıdır ki, Âdem aleyhisselamdan beri kıymetli idi. Her ümmet, bu aya saygı gösterirdi. Receb, muhterem, kıymetli demektir. Hadis-i şeriflerde; "Receb, Allahü teâlânın ayıdır. Receb ayına ikram edene, saygı gösterene, Allahü teâlâ, dünyada ve ahirette ikram eder."
"Receb-i şerifin bir gün evvelinden, bir gün ortasından ve bir gün de sonundan oruç tutana, Receb-i şerifin hepsini tutmuşçasına, Hak teâlâ ihsanda bulunur" buyuruldu.
Üç aylardan ikincisi Şaban ayıdır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Şaban-ı şerif, benim kendime mahsus bir aydır. Hak teâlâ Arş-ı a'lânın meleklerine azamet-i şâniyle buyurur ki: Ey benim meleklerim, gördünüz mü, benim kullarım sevgilimin ayına nasıl hürmet ediyorlar. İzzim, celâlim hakkı için ben de kullarımı af ve mağfiretime nail eyledim.)
(Her kim Şaban-ı şerifte üç gün oruç tutarsa, Hak teâlâ, Cennet-i a'lâda ona bir yer hazırlar.)
Üç ayların üçüncüsü ise Ramazan ayıdır. Hadis-i şerifte; (Ramazan ayı gelince, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır) buyuruldu.
.
⠀
⠀
Rasûlullah ﷺ sallâllâhu aleyhi ve sellem buyurdular ki;⠀
⠀
“Günlerinizin en faziletlisi cuma günüdür.
Bu sebeple o gün bana çokça salât ü selâm getiriniz;
Zira sizin salât ü selâmlarınız bana sunulur.”
(Ebû Dâvûd,Salât201, Vitir26)
⠀
⠀
⠀
⠀
⠀
⠀
Lokman Hekim'den Nasihatlar
1-Merhamet eden merhamet görür. 2-Susan selamet bulur. 3-Hayır işleyen bundan faydalanır. 4-Bâtıl söyleyen kaybeder. 5-Şerri sevmeyen kendini korur. 6-Diline sahip olmayan pişman olur...
Yıldızlara baktırdım fallarda çıkmıyorsun
Seni görmem imkânsız rüyalarım olmasa
Pencereden bakmıyor yollara çıkmıyorsun
Seni görmem imkânsız rüyalarım olmasa
Yalvarırım mektup yaz beş dakika ayır da
Su serp yanan bağrıma sağlığını duyur da
Yaban gülü gibisin dağda kırda bayırda
Seni dermem imkânsız rüyalarım olmasa
Seviyor özlüyorum seni can pahasına
Bir fırsat ver ne olursun beni bir daha sına
Bu aşkı söyleyemem senden bir başkasına
Seni görmem imkânsız rüyalarım olmasa
Zekai Tunca - İMKANSIZ
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ ⠀
وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَتَّخِذُ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اَنْدَادًا يُحِبُّونَهُمْ كَحُبِّ اللّٰهِۜ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَشَدُّ حُبًّا لِلّٰهِۜ وَلَوْ يَرَى الَّذ۪ينَ ظَلَمُٓوا اِذْ يَرَوْنَ الْعَذَابَۙ اَنَّ الْقُوَّةَ لِلّٰهِ جَم۪يعًاۙ وَاَنَّ اللّٰهَ شَد۪يدُ الْعَذَابِ
İnsanlar arasında Allah’ı bırakıp da O’na ortak koşanlar vardır.
Onları, Allah’ı severcesine severler.
Mü’minlerin Allah’a olan sevgisi daha güçlü bir sevgidir.
Zulmedenler azaba uğrayacakları zaman bütün kuvvetin Allah’ın olduğunu ve Allah’ın azabının pek şiddetli olduğunu bir bilselerdi!
Uçtum ateş üstüne, Dağlansın diye sızım. Sorma halim ne olur Yoruldum anlamsızım. Yağmur doldu içime, Açım, sigarasızım. Uyuyor musun anne Ben geldim; vefasızın. Suç oldu suç üstüne Her şarkım her yazım Vuruştum türkülerle Kanla beslendi sazım. Bir rüzgarın önünde, Kaçağım, kuralsızım. Duyuyor musun anne Yalnızım çok yalnızım. Ah, dağılsam dizine, Uyusam doymaksızın. Sabah olmasa gece, Kaçmasam dermansızım. Sür beni gül yüzüne Gitsem de kalsın sızım. Ağlıyor musun anne, Gidiyor hayırsızın. KAÇAK ve ANNE AHMET KAYA
Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayandır.
Mü’minler yalnız Allah’a tevekkül etsinler.
Teğâbun Suresi 13. Ayet