Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. “Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru” derler.
Âl-i İmrân Sûresi 191. Ayet
⠀
VURGUN
⠀
Gözlerim uykuyla barıştı sanma!
Sen gittin gideli dargın sayılır.
Ben de bir zamanlar sevildim amma,
Seninki düpedüz vurgun sayılır!..
⠀
Yalan mı söyledin göz göre göre?
Ne zaman dolacak verdiğin süre?
Gönülden gördüğüm takvime göre,
Aldığım her nefes bir gün sayılır...
⠀
Armağan ettiğin kutsal mendile
Akarken içimi dağlayan çile,
Manavgat denilen çağlayan bile,
Benim gözyaşımdan durgun sayılır!..
⠀
Ne kadar zulmetsen ah etmem sana,
Her iki cihanda gül kana kana...
Seninle İstanbul ödüldür bana,
Sensiz Ankara bile sürgün sayılır!..
⠀
Cemal Safi
⠀
De ki:
"Duanız olmazsa Rabbim size ne diye değer versin ki?...
Furkân Suresi 77. Ayet
⠀
"Her insan hatâ yapabilir.
Fakat hatâ yapanların en hayırlısı çokça tevbe edendir.”
Hadis-i şerif (Tirmizî, Kıyâmet 49)
⠀
⠀
⠀
Dilde hafif, Mizanda ağır, Rahman olan Allah'a da sevimli şu cümleleri hıfzedin.⠀
Allah’ı hamd İle birlikte noksanlıklardan tenzih ederim.
Yüce Allah’ı noksanlıklardan tenzih ederim’’⠀
⠀
(Ebu Hureyre رضي الله عنه) •Buhârî
Deavât 65, Eyman 19⠀
⠀⠀
⠀⠀
⠀
Namaz vakitlerini bildirmek için okunan ezanın ne şekilde olduğu Kur'an-ı Kerîm'de bildirilmemiş, ancak Hz. Peygamber (s.a.s.)'e vahiyle bildirilmiş ve onun kelimeleri bizzat Cebrail (a.s.) tarafından öğretilmiştir. Şu âyet-i kerimeler ezanın Allah'tan geldiğini gösterir:
"Siz namaza çağırdığınız zaman onlar o çağrıyı eğlence ve alay konusu yapıyorlardı" (el-Mâide, 5/58).
"Ey müminler, cuma günü namaz için çağrıldığınız zaman hemen Allah'ın zikrine koşun " (el-Cum'â, 62/9). Bu ayet-i kerimelerde geçen "çağrıldığınız zaman" ifadesindeki "nidâ" kelimesi ezanı kasdetmektedir.
"Bismillahirrahmanirrahim": "Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla" anlamına gelmektedir.
Euzü Besmele ise yani "Euzübillahimineşşeytanirracim": "Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah'a sığınırım" anlamına gelmektedir.
Kul herhangi bir davranışta bulunurken, önemli bir işe teşebbüs ederken önce eûzü çekerek muhtemel olumsuz etkileri defetmekte sonra da besmeleyi okuyarak “kendinin tek başına yeterli olmadığını, başarı ve gücün ancak Allah’tan gelebileceğini, Allah’ın yeryüzünde halife kıldığı bir varlık olarak O’nun mülkünde, O’nun adına tasarrufta bulunduğunu, asıl mâlik ve hâkim olan Allah’ın koyduğu sınırları aşarsa emanete hıyanet etmiş olacağını...” peşinen kabul etmekte ve bundan güç almaktadır.
سُبْحَانَكَ لاَعِلْمَ لَنَاۤ اِلاَّ مَاعَلَّمْتَنَاۤ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ
Seni her türlü noksandan tenzih ederiz.
Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur.
Muhakkak ki Sen, ilmi ve hikmeti her şeyi kuşatan Alîm-i Hakîmsin.
Bakara Suresi 2/32
Rasûlullah ﷺ şöyle duâ ederdi: “Allahım! Yüzümü güzelleştirdiğin gibi, huyumu da güzelleştir!”
Hadis-i Şerif
(ibn-i Hanbel, Müsned, I, 403)
Minhâ halaknâkum ve fîhâ nuîdukum ve minhâ nuhricukum târeten uhrâ.
Taha Suresi Mekke döneminde inmiştir ve 135 âyettir.
Sûre, adını birinci âyette yer alan harflerden almıştır.
Sûrede, Allah’ın peygamberler aracılığıyla insanlara gösterdiği doğru yolun temel gerçeklerine işaret edilmekte, Hz.Peygamber teselli edilerek peygamberlik görevini mutlaka en güzel şekilde başaracağı müjdelenip kendisine karşı çıkanların uğrayacağı sonuçlar izah edilmektedir.
Mushaftaki sıralamada yirminci, iniş sırasına göre kırk beşinci sûredir. Meryem sûresinden sonra, Vâkıa sûresinden önce Mekke’de inmiştir. 130 ve 131. âyetlerin Medine’de nâzil olduğuna dair bir rivayet de vardır.Hz. Ömer’in İslâmiyet’i kabul edişiyle ilgili meşhur rivayette Ömer’in, kız kardeşi ve eniştesinin evine baskın yaptığında işittiği ve çok etkilendiği âyetlerin Tâhâ sûresinin âyetleri olduğu ve bu olayın peygamberliğin beşinci yılında cereyan ettiği dikkate alınarak, genellikle Mekke döneminin ortalarına doğru indiği kabul edilir.
Kaynaklarda nüzûlü için belirli bir sebepten söz edilmez. Geldiği dönemin şartları ve sûrenin içeriği, Hz. Peygamber’e ve müminlere teselli verip onların moralini yükseltmeyi amaçladığını göstermektedir.
Hz. Peygamber’in mâneviyatını yükselten ve Allah’ın kudretine dikkat çeken ifadelerle başlanmış, ardından Hz. Mûsâ’nın Firavun’la mücadelesine, Cenâb-ı Hakk’ın İsrâiloğulları’na lutfettiği nimetlere ve onların hatalı tutumlarına geniş bir biçimde yer verilmiştir. Daha sonra Hz. Âdem’in yaratılışına, şeytanın onu ve eşini kandırıp cennetten çıkmalarına sebep oluşuna değinilmiş, inkârcıların karşılaşacakları âkıbet hatırlatılmış ve ebedî mutluluğun Allah’a saygıda kusur etmekten sakınanların olacağı belirtilmiştir.
Hz. Peygamber’den rivayet edilen bir hadiste anlatıldığına göre, Tâhâ ve Yâsîn sûrelerini işiten melekler şöyle demişlerdir: Bunların kendilerine gönderileceği ümmete ne mutlu, bunları taşıyan gönüllere ne mutlu, bunları okuyan dillere ne mutlu!” (Dârimî, “Fezâilü’l-Kur’ân”, 20).
Birçok sûrede olduğu gibi âyetlerinin kısa ve sonlarının secili olması sûrenin okunuşuna apayrı bir mûsiki katmaktadır.
Beyaz aslanlar özellikle Panthera leo melanochaita türü aslanlarda görülen nadir bir renk mutasyonuna sahip aslanlardır.
Bu hayvanların nesli tehlikededir.
Beyaz aslanlar’dan dünyada sadece 30 adet kaldı.
Beyaz Aslanlarının çiftleşmesi doğal şartlarda olacak bir şey değildir. Çünkü bu türün devam etmesi için hem erkek geninin, hem de dişi geninin beyaz olması gerekiyor. Bu da bu aslanın üremesini güçleştiriyor.
Beyaz hayvan türlerinin genellikle soğuk iklimlerde görülmesine rağmen bu nadir hayvan Güney Afrika gibi sıcak bir ülkede yaşıyor.
Beyaz aslanlar, normalde oldukça sakindirler.
Genelde yiyecek kaynağının bol olduğu bölgelerde yaşarlar. Genelde insanlarla aynı bölgede yaşamazlar.
İlk kez 1928 yılında görüldüğü söylenen beyaz aslanların torunları sayılan günümüzdeki beyaz aslanlar Güney Afrika’da bir parkta koruma altında tutuluyor.
Bu aslan türünün sadece tüyleri beyazdır.
Böyle olmasının nedeni genin mutasyona uğramasıdır.
Bilim adamları, bu tür aslanların sayısını artırmakta başarılı olamamışlar. Araştırmacı Linda Tucker'in "Beyaz Aslanların Sırrı- Tanrı Güneşin Çocukları" adlı kitabında, bu türün ne denli zor yetiştiği ve nasıl yaşadıkları ayrıntılarıyla yer alıyor.
Güney Afrika Cumhuriyeti'nde faaliyet gösteren bir çiftlikte, beyaz aslanlar elde edilmeye çalışılıyor.