Serkan 30/ Diyarbakır
60 posts
Bir süre burada olmayacağım. Açıkçası pek iyi bir dönemden geçmiyorum. Her şeyden uzaklaşmaya karar verdim. Buraya tekrar döner miyim, açıkçası onu da bilmiyorum. Şimdilik hoşça kalın.
Derler ki; insan dünyaya gelmeden önce kaderini görür, yaşayacaklarını bilir ama unutmayı tercih edermiş. Acaba ne gördüm de bu hayatı yaşamaya değer buldum, bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey varsa bu hayatı yaşamaya değer kılan şey her neyse ona ihtiyacım var.
İnsan bazen durup düşünmeli. Attığı adımı, aldığı nefesi, vardığı kişiyi. Sonra sormalı kendine açmalı mı kapılarını, yıkmalı mı duvarlarını? Şayet vardığım kişi Nuh değilse eğer o gemi su alır mı bilmem. Belki de bu yüzden binmek gelmez içimden o gemiye. Çünkü batarsa, boğulmaya yetecek kadar yük var üstümde. Sonrası... sonrası zaten Sessizlik olur artık.
Odada oturuyorum. sessizlik var ama içim çığlık dolu. Telefon elimde, ama kimseye yazmak gelmiyor içimden. Konuşsam ne değişecek? Birileri “geçer” diyecek, geçmiyor. Birileri “takma” diyecek, takmadan durulmuyor. Birileri “sen güçlüsün” diyecek, güçlü olmanın ne kadar yorucu olduğunu bilmiyorlar. Ben de anlatmıyorum zaten. Hem anlatsam bile kimse anlamayacak. Ve en sonunda hep aynı yere dönüyorum kendi kendime susmaya.
Eskiden hissetmek kolaydı; bir film, bir şarkı ya da basit bir anı bile içimde dalgalar yaratırdı. Şimdi ise hiçbir şey aynı değil. Duygularım uzaklaştı ve yerine bir tür uyuşukluk yerleşti. Bu haliyle yaşamak kolay mı, bilmiyorum, ama hissetmemenin acısı bazen hissetmekten bile ağır geliyor.
Acım göğü inletiyor bir duymayan sensin, bende bilmiyorum susmanın dilinde "seni çok özledim" nasıl denir.
Kafamda yıllardır bittiğinde bile başa saran hep aynı şarkı, Bu döngü içinde kaybolup gittim.
Hayat bize istediğimizi yapma fırsatı vermiyor. Nehir başka yöne akıyor, sen kapılıp gidiyorsun. Akıntıya karşı yüzemezsin bu yüzden kendini aciz ve işe yaramaz hissedersin oysa kimse akıntıya karşı yüzemez ki tek yapabileceğin en az yarayla kurtulmaya çalışmak. Ben hep akıntıya karşı yüzdüm yaralarımın çokluğu bu yüzden gerginliğimde bu yüzden.
Neyin eksik diye soruyorsun. Yaşam, eksik olan bu işte! İçimde bir şeyler öldü gibi. Korku, acı, yalnızlık duymuyorum; bir cesetim ben.
Derin iç çekişler, bazı acılardan daha zararlıdır.